İlginç Zumbaralı: İlknur Urkun
Eylül 19, 2011
Zumbarada almak ve vermek istediğin servisler neler?
Permakültür hakkında bilgi paylaşımı ve çeviri arzım var. Taleplerim de, samandan ev planlıyorduk baharda, onun için bilgi ve iş gücü yardımı ve çeviri yapmanın püf noktaları ile ilgili. Aklımda daha çok şey var ama bu aralar bilgisayardan da telefondan da çok uzağım.
Yaptığın servis değişimlerinden bahseder misin? Zumbaradaki servis değişimi tecrüben nasıldı?
Sen(Ayşegül Güzel) permakültürü merak ediyordun. Seninle telefondan 2 saatlik bir paylaşımımız oldu. Ben yaşadığım yerde permakültürü hiç duymamış insanlara sunumlar yapmak istiyordum. Ona hazırlık gibi oldu ve benim için de faydalı oldu. Daha sonra permakültür ile ilgili bir şeyler duymuş ama kaynaklar İngilizce olduğu için çok net anlayamamış biriyle aynı konuda paylaşım yaptık. Sonra Cihan İlhanlı’dan internette satış danışmanlığı aldım. Tesadüf eseri yurt dışından getirtip çok severek kullandığım faydalı bir ürünü sırf Türkiye’de de bulunsun diye distribütörlüğünü almıştım ama internette satış konusunda hiç deneyimim yoktu…Cihanla da telefon üzerinden muhabbet halinde, birbirimizi tanıyarak çok keyifli vakit geçirdik. Kafede yeni bir insanla tanışmışımda muhabbet ediyorum gibiydi ve çok kıymetli şeyler öğrendim.
İsmet Özün Güven’in çok yaratıcı bir çeviri talebini karşıladım. Tacettin Yüksel’den yağmur suyu ile sulama çalışması servisi aldım. Bir arkadaşımın bahçesi için permakültür tasarımı yapıyordum ve yağmur suyu biriktirmesini tavsiye ettim. Türkiye’nin ılıman bölgelerinde kışın biriktirdiğiniz yağmur suyu çok rahatlıkla tüm senelik ihtiyacınıza yetiyor, tüm mesele onu biriktirecek ve temiz tutacak depolama istemini kurmak. Bu sistemi arkadaşıma anlatabilmem için teknik bilgiye ihtiyacım vardı: ne kadarlık bir depo gerekiyor, ne kadar su toplanabilir, bu su sana ne kadar yeter vs. ama bu araştırmaya kalksan uzun sürecek bir konu. Zumbaraya baktım ve yağmur suyu biriktirme denemesi olan birini buldum. Bursa’daydı ve danışmanlık yapabileceğini söylüyordu. Ona yerimizle ilgili gereken bilgileri verdim ve bana herşeyi e-posta ile yolladı: aylık yağış miktarlarını, ne kadar su birikeceğini, depo fiyatlarına kadar…Çok ilginçti, ummadığım ve kolaylıkla bulamayacağım bir hizmetti. Son olarak da Begüm Soylu’dan Emo-Trans eğitimi aldım. Benim için ruhsal olarak çok sıkıntılı bir dönemdi ve Begüm kurtulmak istediğiniz düşünceleriniz ve hislerinizden, hem de bana anlatmadan kurtulmanızı sağlayacağım demişti. Yine telefonda sohbetle ve tanışarak bana yön gösterdi, takip edilmesi gereken bazı taktikler sayesinde içinde bulunduğun ruh halinden kurtulmana yardımcı olacak bir egzersizi öğreniyorsun. Ofiste evde parkta otururken kendi kendine yapabileceğin bir şey. O koşullar altında harikaydı, bana çok iyi geldi.
Zumbaradaki servis değişimlerinden aklında kalan garip veya komik bir anın var mı?
İsmet Özün Güven permakültürle ilgili bir çeviri yapıp permakültür platformu isimli web sitesinde benim adıma yayınlarmısın demişti. Olur mu böyle bir şey diye düşünmüştüm ilk başta. Ona mail atıp kafam karıştı biraz demiştim. Sonra anladım ki benim zaten gönüllü olarak yaptığım çevirilerden çok faydalandığı için bu çevirilerin sayısının artmasına destek olmak istiyormuş. Sen çeviriyi yap ve ben bunun karşılığını zamanımla ödeyeyim, böylece sana da destek olayım dedi. İnanılmaz yaratıcı ve güzel bir fikirdi. Bana yaptığım çevirilerin değerli olduğunu, bunu gerçekten okuyan insanlar olduğunu hissettirdi.
İnsanların hangi davranışlarını gördüğün zaman kendini iyi hissediyorsun?
İnsanlarda sorumluluk duygusu gördüğümde iyi hissediyorum. Sorumluluk çok negatif bir şey gibi anlaşılmaya başlandı. Ama son bir yıldır sorumluluk almanın ne kadar müthiş bir şey olduğunu ve sonuçta yapılan veya paylaşılan işi daha değerli hale getirdiğini görüyorum. Bu bir söz verip yerine getirmek gibi sadece somut bir şey değil, soyut olarak insanın sana karşı sorumluluk duyduğunu hissetmek benim için önemli. Nasıl açıklarım çok da bilmiyorum. Bu biraz da buradaki yaşamla ilgili bir şey. Şehirdeki hayatımızda böyle bir şey yok. Herkes kendinden sorumlu ve her şeyi parayla satın alıyorsun, bunları da marketteki raftan alıyorsun, bir insandan bile değil. Ama bu köy hayatı işin içine girince, doğada çalışmaya başlayınca fark ettim ki, ben o domatesi yetiştiren adamın kişiliğini merak ediyorum. Bir komşumuz var, buradaki herkes gibi çilek yetiştiriyor. Herkes kimyasal gübre ve ilaç kullanıyor ama o kullanmıyor. Normalde inanmam pazardaki satıcı ilaç kullanmıyorum dese, ama o kadının kimyasal ilaç ve gübrenin zararının farkında olduğunu görünce insanlara tekrar güvenmeye başladım…İşte bence bu davranış sorumluluk almak. Ürettiğin ürünün gideceği yerdeki insanların sağlığının sorumluluğunu almak. Biri eğer bana karşı ve benim aileme karşı sorumluluk hissediyorsa arabasını fazla kullanmaz, karbon ayak izine dikkat eder, GDOlu gıdalara karşı çıkar gibi düşüncelerle uğraşmaktayım son zamanlarda. Ben de dünyaya ve diğer insanlara zarar vermeme sorumluluğuyla sürekli yeni şeyler öğrenmeye ve bu konuda bilgisi olmayan insanlarla bilgimi paylaşmaya çalışıyorum. Mesela köylüler plastiği ormanın içine atarken, nasıl olsa çürüyor derken, kızsamda aslında ne yaptıklarının farkında olmadıklarını biliyorum. Ben de farkında olduğum şeyi onlara anlatma sorumluluğunu hissediyorum ki o da bunu yapmama sorumluluğunu hissetsin. Böyle karışık bir ruh hali işte.
En son ne zaman kendini çok iyi hissettin?
Sadece parası için tahammül ettiğim işimden yıllık iznimi alıp şu anda yaşadığım yeri ziyarete gelmiştim. İznimin ortasında arayıp toplantı var dosyaları bulamadık, artık işe gelme dediler ve o anda peki teşekkürler diyip, telefonu kapatıp, gidip işe dönmek için yalvarmayacağım, benim burada olmam gerekiyor dediğimde çok iyi hissettim…İnandığın şeylerin tersi olan bir işi ve sadece para için yapıyor olmak, ben sorumluluktan kaçıyordum ve o anda silkinip kendime geldim.
Filed in İlginç Zumbaralı
Etiketler:alternatif ekonomiler, altınoluk, buğday derneği, doğadan öğrenme, ilginç zumbaralı, permakül, radikal değişiklik, sorumluluk, şehir plancısı